BASINA VE KAMUOYUNA
2016 yılında Suriye ve Türkiye sınırında yapılan ihlallerden dolayı kurumumuza gelen yoğun şikayetler üzeri Cizre kantonu insan hakları dernek yönetimimizin aldığı bir kararla 3 Ocak 2017 tarihinde sınır hattı köylerinde ihlalleri inceleme çalışması başlatılmıştır. Bu inceleme neticesinde açığa çıkan sonuçları kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Yaptığımız inceleme sonucunda Cizre kantonunda 84 köy, Kobanê kantonunda 30 köy ve Afrin Kantununda 15 Köy olmak üzere toplam 129 köy de yapılan çalışmaların sonuçlarını kamu oyuyla paylaşıyoruz,
Cizre kantonunda bize yapılan 695 şikayet de 22406 dönüm arazi Türkiye cumhuriyeti devletinin oluşturduğu sınır duvarıyla kendi topraklarına katma suretiyle ihlal etmiştir.
Ayrıca Türkiye-Suriye sınır hattından ağır silahlarla sivil halk hedef alınmış, şahitler ve hastane raporları sonucu Karnas, BKC gibi silahlar kullanılmıştır. Bu saldırılar sonucu Kadın ve çocuklar dahil olmak üzere 20 kişi hayatını kaybetmiş, 41 kişi de yaralanmış, sakat kalmıştır. Kobanê kantonundan 30 köy’de 362 şikayet gelmiş yapılan inceleme sonucunda 4626 dönüm arazı 6 tane artezyen su kuyusunu Türkiye devleti kendi topraklarına katmıştır. Ayrıca 1143 ağaç zeytin, ceviz vb. imha edilmiştir.
Yine sınıra yakın yerlerde tarlasında çalışan, hayvanlarını otlatan insanlar uzun namlulu silahlarla vurulmuş, bunlardan 2 kişi hayatını kaybetmiş, 69 kişi yaralanmış, çoğu sakat kalmıştır. Yine çok sayıda ekin yakma ev sınıra yakın yerlerde otlayan hayvanlar kurşunlanıp telef edilmiş, büyük oranda maddi hasar meydana gelmiştir.
Afrin kantonunda 400 şikayet gelmiş 15 köy de yapılan incelemede 600 dönüm arazi Türk devletinin oluşturduğu duvar sonucunda TC sınırları içerisine alınmıştır. Sınıra yakın yerlerde tarlasında çalışan köylüler TSK askerleri tarafından hedef alınmış, 212 kişi vurulmuş bunlardan 72 kişi hayatını kaybetmiş 140 kişi yaralı ve sakat kalmıştır. 12000 kök ağaç zeytin ve çeşitli meyve ağacı sökülmüştür. Toplam olarak her üç kantonda Cizre, Kobane ve Afrinde 129 köy’de 1457 şikayet sonucu 27633 dönüm arazi, 326 kişi uzun namulu silahlarla vurulmuş bunlardan 115 tanesi ölmüş 211 kişi ise yaralanmış çoğu sakat kalmıştır. Bilindiği gibi 1970 yılında BM’nin 2625 sayılı kararı çerçevesinde komşu ülkenin iç işlerine karışılması yasaktır, bu yasak TC tarafından alenen ihlal edilmiştir. Yine 1965 yılında çıkarılan 2131 sayılı BM kararında çözümsüzlükler de BM gözlemci olur şartı yerine getirilmemiştir. Yine aralık 1970 yılında çıkarılan 2734 sayılı yasada uluslar arası toplumları koruma tezi uygulanmamıştır. Yine 1974 yılında çıkarılan 3314 sayılı sözleşmede başka bir devletin sınır ihlali ve silahlı güç kullanılamaz ilkesi ihlal edilmiştir.
Yukarıda belirtilenler bu ihlallerden bazı örneklerdir. Gerek uluslar arası sözleşmeler gerekse de insan hakları evrensel beyannamesine aykırı sayısız ihlalin yaşandığı bir durumu gözlemliyoruz.
Bilindiği üzere türk silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilen Cerablus şehrine ilişkin herhangi net bir bilgi elimize ulaşmadığından raporumuzda yer verilmemiştir. Nelerin yaşandığına dair gerçek bilgiler tarafımızda edinilememiştir. Ancak basın ve medya aracılığı ile edindiğimiz bilgilerin de doğruluk derecesi tartışmalıdır. Bu açıdan raporumuza yansıtmayı doğru bulmuyoruz. Kısaca yukarıda anlatmaya çalıştığımız bu beyanlarımızın belgeleri arşivimizde mevcuttur. İnsan hakları kuruluşları başta olmak üzere uluslar arası gözlemci heyetleri bölgeyi yerinde incelemelerini talep ediyor ve ulular arası kamuoyunu türk devletinin sivil halka karşı geliştirdiği saldırılara sessiz ve seyirci kalmamaya çağırıyoruz.